Columbus Amerika'yı keşfettiği zaman, bizon ( Amerikan mandası ) geniş bir alanda yaşıyordu.
- When Columbus discovered America, bison (American buffalo) inhabited a wide-ranging area.
Mississippi Nehri derin ve geniştir.
- The Mississippi River is deep and wide.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Bu dergi yaygın olarak dolaşır.
- This magazine circulates widely.
Ön kapı sonuna kadar açıktı.
- The front door was wide open.
Kapı sonuna kadar açıktı.
- The door was wide open.
İki öğrenci arasında fikirlerde büyük bir uçurum vardır.
- There is a wide gap in the opinions between the two students.
Pencere tamamen açıktı.
- The window was wide open.
Saat sabahın üçü fakat ben tamamen uyanığım ve çabalasamda uyuyamadım.
- It's already 3 a.m., but I'm wide awake and couldn't fall asleep if I tried.
Fadıl kapıyı ardına kadar açık buldu.
- Fadil found the door wide open.
Tom gözlerini ardına kadar açtı.
- Tom opened his eyes wide.
He travelled far and wide.
He has read and traveled extensively.
... accident? Are there deep reasons? These are matters that are extensively debated. ...
... growth? Again, the matter is studies and debated extensively. ...