Bu nehir yüzlerce mil uzanır.
- This river extends for hundreds of miles.
Egzosfer atmosferin en üst tabakasıdır. 10.000 kilometreye kadar termosferin üstünden uzanır.
- The exosphere is the highest layer of the atmosphere. It extends from the top of the thermosphere up to 10,000 kilometers.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- She wants to extend the no-smoking area.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
Buradaki kalışımı birkaç gün daha uzatmak istiyorum.
- I want to extend my stay here for a few more days.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- She wants to extend the no-smoking area.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- She wants to extend the no-smoking area.
Onlar fetihle bölgelerini genişletti.
- They extended their territory by conquest.
O, sigara içilmeyen alanı genişletmek istiyor.
- She wants to extend the no-smoking area.
Şehir yolu genişletmek istiyor.
- The city wants to extend the road.
Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.
- Gooseberries are fruits that are effective at extending life.
Bir zeytin dalı uzatmak bir füze fırlatmaktan daha iyi.
- Better to extend an olive branch than launch a missile.
Kalışını beş gün uzattı.
- She extended her stay by five days.
O, sağ kolunu uzattı.
- He extended his right arm.