Tom şu anki aylığından tamamen memnun.
- Tom is perfectly satisfied with his current salary.
Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.
- I want to quit my current job.
Tom raporu güncel bir web sitesinde buldu.
- Tom found the report on a current website.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
Şimdiki evimiz çok küçük, bu yüzden taşınmaya karar verdi.
- Our current house is too small, so we decided to move.
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.
- Let us try to swim against the current.
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.
current negotiations.