Fare canlı mı yoksa ölü mü?
- Is the rat alive or dead?
Onun dün yakaladığı balık hâlâ canlı.
- The fish he caught yesterday is still alive.
O ölü mü yoksa diri mi? O ölü.
- Is he alive or dead? He's dead.
Tom Mary'nin ölü mü ya da diri mi olduğunu bilmiyor.
- Tom doesn't know if Mary is dead or alive.
Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.
- The doctors thought he was dead, but today he is still alive and healthy, and has a job and a family.
Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.
- I know you're upset about your car being totaled, but you weren't injured and you should be thankful to be alive.
Yer yaratıcı genç insanlarla hayat doluydu.
- The place was alive with creative young people.
Hayatta olmak ne anlama geliyor?
- What does it mean to be alive?
Uyanık olmak hayatta olmaktır.
- To be awake is to be alive.
Ben tamamen tehlikenin farkındaydım.
- I was fully alive to the danger.
Biz ne olduğunun farkındaydık.
- We were alive to what was going on.
Eğer o uçağa binmiş olsaydım,şimdi hayatta olmazdım.
- If I'd taken that plane, I wouldn't be alive now.
Erkek kardeşlerin her ikisi de hâlâ hayatta.
- Both brothers are still alive.
Alman Die Welt gazetesi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'yu yaşayan en seksi politikacı olarak nitelendirdi.
- The German newspaper Die Welt has called Canada's Prime Minister, Justin Trudeau, the sexiest politician alive.
Yaşayan en uzun adam Carl'dır.
- Carl is the tallest man alive.
The Boyne, for a quarter of a mile, was alive with muskets and green boughs. -- Thomas Babington Macaulay.