Tom gerçekten bir hayalet gördüğünü söylüyor.
- Tom says he has actually seen a ghost.
Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- Can computers actually translate literary works?
Seninle benim aramdaki fark benim aslında doğru olanı yapmaya çalışmakla ilgileniyorum olmam.
- The difference between you and me is that I'm actually interested in trying to do what is right.
O aslında doğru değil.
- That's actually not true.
Dünyanın çevresinin iyiliği için söylüyorum, ama aslında o Dünya üzerinde yaşayan insanların iyiliği için.
- I'm saying For the sake of Earth's environment, but actually it's For the sake of the people living on Earth.
İster inanın ister inanmayın, ben aslında resim çizebilirim.
- Believe it or not, I can actually draw.
... post-industrial journalism. ...
... Here's a post about the San Francisco ...