Ben varmadan önce o ölmüştü.
- He died before I arrived.
Babası geçen sene ölmüş.
- His father died last year.
O ondan hala nefret ediyordu, ölümünden sonra bile.
- She still hated him, even after he died.
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
- The old man died from hunger.
O ondan hala nefret ediyordu, ölümünden sonra bile.
- She still hated him, even after he died.
Onun ölüm haberi beni şok etti.
- The news that he died was a shock to me.