Tom left the house with his briefcase.
- Tom evrak çantasıyla birlikte evden ayrıldı.
His briefcase was filled with water.
- Onun evrak çantası suyla doluydu.
Tom showed me his portfolio.
- Tom bana evrak çantasını gösterdi.
My briefcase is full of papers.
- Evrak çantam kağıtlarla doludur.
I checked my briefcase and umbrella in the cloakroom.
- Vestiyerde evrak çantamı ve şemsiyemi kontrol ettim.