evlenmiş

listen to the pronunciation of evlenmiş
التركية - الإنجليزية
got married
wedded; was wedded
evlenmiş kadın
married women
evlenmiş olmak
be made one
evlen
marry

According to this magazine, my favorite actress will marry a jazz musician next spring. - Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.

You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without. - Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.

evlen
{f} wedding

Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets. - Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

How are your wedding plans coming? - Evlenme planlarınız nasıl geliyor?

evlen
get married

She decided to get married to Tom. - Tom'la evlenmeye karar verdi.

Really? I thought she'd be the last person to get married. - Gerçekten mi? Onun evlenecek son kişi olduğunu düşünüyordum.

evlen
{f} wedded
evlen
got married
evlen
{f} wed

How are your wedding plans coming? - Evlenme planlarınız nasıl geliyor?

Shark fin soup is commonly served at Chinese weddings and banquets. - Köpek balığı çorbası genellikle Çin'de evlenme törenlerinde ve ziyafetlerde servis edilir.

evlen
{f} married

They married on Christmas Eve. - Onlar Noel Yortusu'nda evlendiler.

I'm getting married to her in June. - Onunla Haziran'da evleneceğim.

ikinci kez evlenmiş
married for the second time
evlenmiş
المفضلات