evcillik

listen to the pronunciation of evcillik
التركية - الإنجليزية
tameness
The state or quality of being tame
The result or product of being tame
{n} a tame quality, meanness
The quality or state of being tame
{i} quality of being tame, domestication
the quality of being vapid and unsophisticated
the attribute of having been domesticated
the state of being tame
evcil
domestic

The horse is a domestic animal. - At evcil bir hayvandır.

Neither wild nor domestic animals appear to have any premonition of death. - Ne vahşi, ne de evcil hayvanların ölümle ilgili herhangi önsezileri var gibi görünüyor.

evcil
pet

She keeps a parrot as a pet. - Bir evcil hayvan olarak o bir papağan besler.

The British people in general are extremely fond of their pets. - İngiliz halkı genel olarak evcil hayvanlarına son derece düşkündür.

evcil
{s} tame

Tom caught a wolf and tried to tame it. - Tom bir kurt yakaladı ve onu evcilleştirmeye çalıştı.

Tame birds dream of freedom. Wild birds fly! - Evcil kuşlar özgürlüğü hayal eder. Vahşi kuşlar uçar!

evcil
{s} domesticated

During my sabbatical, I composed a fugue and domesticated a robin. - Benim dini gün sırasında bir füg besteledim ve bir narbülbülü evcilleştirdim.

Cats were domesticated by the Egyptians. - Kediler, Mısırlılar tarafından evcilleştirilmiştir.

evcil
domestıcated
evcil
domestic, tame
evcil
domestic, domesticated, tame
evcil
housebroken
evcil
household
التركية - التركية
Evcil olma durumu
EVCiL
Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen (hayvan), ehlî, yabani karşıtı: "Ham ağaçları evcile çeviririm, aşı yapmayı bilirim, budamayı bilirim."- N. Araz
EVCiL
Yerli
Evcil
EHLi
Evcil
domestik
evcil
Yerli, yerel
evcil
Eve ve insana alışmış, kendisinden yararlanabilen (hayvan), ehlî, yabanî karşıtı
evcillik
المفضلات