There used to be a house here at one time.
- Eskiden burada bir ev vardı.
I used to take a walk before breakfast.
- Eskiden kahvaltıdan önce yürüyüş yapardım.
Our president is not as popular now, as he was before.
- Bizim başkanımız şimdi eskiden olduğu kadar popüler değil.
I never mentioned you once.
- Sana eskiden hiç söz etmedim.
Whom the gods love die young, was said of yore.
- Tanrıların sevdikleri genç ölür, denirmiş eskiden.
Tom was formerly a bank clerk.
- Tom eskiden bir banka katibiydi.
She was formerly a bank clerk.
- O eskiden bir banka memuruydu.
I used to collect coasters.
- Eskiden bardak altlıklarını toplardım.
Linda does not dance much now, but I know she used to a lot.
- Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.
Is eating fish as healthy now as it used to be?
- Balık yemek eskiden olduğu kadar şimdi sağlıklıklı mıdır?
He is not what he used to be.
- O, eskiden olduğu gibi değil.