Beni kurtarmamış olsaydın boğulmuş olurdum.
- I would've drowned if you hadn't saved me.
Neredeyse boğulmuş olan adam nefes almaya başladı.
- The man who nearly drowned began to breathe.
Küçük kız gölde boğulmaktan neredeyse kıl payı kurtuldu.
- It was a close call when the little girl almost drowned in the lake.
O sadece boğulmak için oraya yüzmeye gitti.
- He went there swimming only to be drowned.
Birkaç yolu su basmış.
- Several roads are flooded.
Pazar yabancı mallarla dolup taşıyordu.
- The market was flooded with foreign goods.
Irmaklar yoğun yağış yüzünden taştı.
- The rivers were flooded by the heavy rain.
Yardımın olmasaydı boğulurdum.
- If it had not been for your help, I should have drowned.
Tom okyanusta boğuldu.
- Tom drowned in the ocean.
Flooded battery.