Bu sadece biraz kararlılık gerektirir.
- It requires just a little determination.
Tom'un yüzünde bir kararlılık ifadesi vardı.
- Tom had a look of determination on his face.
O, niyetinde oldukça kararlıydı.
- He was quite decided in his determination.
Tom'un güçlü bir kararlılığı var.
- Tom has strong determination.
Kararlılığına hayranım.
- I admire your determination.
The police weren't able to determine which one of the twins had committed the crime.
- Die Polizei konnte nicht ermitteln, welcher von den Zwillingen das Verbrechen begangen hat.