ermitteln

listen to the pronunciation of ermitteln
ألمانية - التركية
haber vermek , iletmek
bulmak, meydana çıkarmak
v. er'mitıln bulmak, ortaya çıkarmak
{er'manın} uyarmak
gegen jdn ermitteln
soruşturmak
الإنجليزية - التركية

تعريف ermitteln في الإنجليزية التركية القاموس.

determination
{i} kararlılık

Bu sadece biraz kararlılık gerektirir. - It requires just a little determination.

Tom'un yüzünde bir kararlılık ifadesi vardı. - Tom had a look of determination on his face.

determination
{i} belirtme
determination
kararlaştırma
determination
(Dilbilim) tamlanan
ascertainment
tahkik
ascertainment
soruşturma
ascertainment
{i} ortaya çıkarma
ascertainment
{i} bulma
ascertainment
{i} araştırma
ascertainment
{i} aslını anlama
determination
{i} niyet

O, niyetinde oldukça kararlıydı. - He was quite decided in his determination.

determination
{i} karar

Tom'un güçlü bir kararlılığı var. - Tom has strong determination.

Kararlılığına hayranım. - I admire your determination.

determination
kararlı oluş
determination
{i} belirleme
determination
{i} tespit
determination
{i} saplantı
determination
karar/saptama/kararlılık
determination
(Nükleer Bilimler) tayin etme