equivalent; equal to; usually with of

listen to the pronunciation of equivalent; equal to; usually with of
الإنجليزية - التركية

تعريف equivalent; equal to; usually with of في الإنجليزية التركية القاموس.

instead
-eceğine
instead
karşılık olarak
instead
z. of -in yerine, -ecek yerde, -eceğine: He came here instead. Oraya gideceğine buraya geldi./Başkasının yerine kendisi buraya geldi
instead
(zarf) yerine
instead
Oraya gideceğine buraya geldi
instead
Başkasının yerine kendisi buraya geldi
instead
instead of yerine
instead
He came here instead
instead
bunun yerine

Çocuğum Kinpira style sauteed Gobo diyemiyor, her zaman bunun yerine Pinkira style sauteed Bogo diyor. - My child cannot say Kinpira style sauteed Gobo, he always says Pinkira style sauteed Bogo instead.

Tom onun dikkatini çekmek için gecenin ortasında Mary'nin penceresine taşlar attı fakat bunun yerine onun camını kırarak sonuçlandı ve Mary'nin babası polisi aradı. - Tom threw rocks at Mary's window in the middle of the night to get her attention, but he ended up breaking her window instead and Mary's father called the cops.

instead
-ecek yerde
instead
onun yerine

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim. - Instead, I will turn to a discussion of the two economic variables I defined a moment ago.

Benim canım çalışmak istemiyor. Onun yerine bir sinemaya gitmeye ne dersin? - I don't feel like working. How about going to a movie instead?

instead
ivazına
instead
yerine

Aptal oğlumun ne yaptığını biliyor musun? Şimdi bile o üniversiteden mezun olup iş bulmak yerine tüm zamanını pachinko oynayarak geçiriyor. - You know what my idiot son's doing? Even now he's graduated from university he spends all his time playing pachinko instead of getting a job.

Televizyon seyretmek yerine, dışarıya çıkıp biraz temiz hava al. - Go out and breathe some fresh air instead of watching TV.

الإنجليزية - الإنجليزية
instead
equivalent; equal to; usually with of
المفضلات