الإنجليزية - التركية
تعريف equally distant from the extremes; situated at an intermediate point; midway في الإنجليزية التركية القاموس.
- halfway
- yarı yolda
Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
-Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Yarı yolda pes etmeyin.
-Don't give up halfway.
- halfway
- ortada
- halfway
- yarı yol
Hawaii'e giderken, bu kayık motorunun yarı yolda bozulmayacağını umalım.
-Let's hope this boat engine doesn't give up the ghost when we're halfway to Hawaii.
Yarı yolda pes etmeyin.
-Don't give up halfway.
- halfway
- yetersiz
- halfway
- işi bitirmeden
- halfway
- tamamlamadan
- halfway
- yarım
Onlar birbirleriyle yarım yamalak buluşurlar.
-They met each other halfway.
Hiçbir şeyi yarım yamalak yapma.
-Don't do anything halfway.
- halfway
- yarı yolda bulunan (yer)
- halfway
- yetersiz olarak. s
- halfway
- yan yolda
- halfway
- yarı yolda bulunan halfway house hapisten çıkanlann geçici olarak kalabileceği yurt
المصطلحات ذات الصلة
الإنجليزية - الإنجليزية
تعريف equally distant from the extremes; situated at an intermediate point; midway في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.
- halfway
equally distant from the extremes; situated at an intermediate point; midway
الواصلة
e·qual·ly dis·tant from the extremes; si·tu·a·ted at an in·ter·me·di·ate point; Mid·wayالنطق
Resimler
المفضلات