Piknik bir hayal kırıklığıydı.
- The picnic was a disappointment.
Parti büyük bir hayal kırıklığıydı.
- The party was a big disappointment.
Hayat hayal kırıklıkları ile dolu.
- Life is full of disappointments.
Tom da bazı hayal kırıklıkları yaşadı.
- Tom also had some disappointments.
She cloaked her disappointment with a smile.
- Sie versteckte ihre Enttäuschung hinter einem Lächeln.
I have been a disappointment to my parents.
- Ich war eine Enttäuschung für meine Eltern.