entertain; cause to laugh

listen to the pronunciation of entertain; cause to laugh
الإنجليزية - التركية

تعريف entertain; cause to laugh في الإنجليزية التركية القاموس.

amuse
{f} eğlendirmek

İşi insanları eğlendirmek olan ve şovlara katılan kişi bir eğlendiren kimsedir. - The man whose work it is to amuse people who attend a show is an entertainer.

Sami kendini eğlendirmek için bir yol buldu. - Sami found a way to keep himself amused.

amuse
eğlendirici
amuse
amusing hoş
amuse
avundurmak
amuse
eğlendir

Onun hikayesi bizi çok eğlendirdi. - His story amused us very much.

Espri seyirciyi eğlendirdi. - The joke amused the audience.

amuse
(Muzik) eğlendirme

Ebeveynler bebeklerini bir oyuncakla eğlendirmeye çalışır. - The parents try to amuse their baby with a toy.

Ben çocukları eğlendirmem. - I don't amuse children.

amuse
avutmak
amuse
zevk

Onun hikayesinden oldukça zevk aldık. - We were greatly amused by her story.

amuse
amusement eğlence
amuse
{f} neşelendirmek
amuse
amusingly hoş ve eğlendirici bir şekilde
amuse
{f} oyalamak
amuse
{f} güldürmek
الإنجليزية - الإنجليزية
{f} amuse