Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
O şimdilik kâfi gelecektir.
- That will be enough for the time being.
On bin yen yeterli mi?
- Is ten thousand yen enough?
Hepimiz için yeterli yiyecek vardı.
- There was food enough for us all.
Sana yeterince teşekkür edemem.
- I can't thank you enough.
Bu hikaye bir derste okumak için yeterince kısa.
- This story is short enough to read in one lesson.
Sadece yeteri kadar kaynatılır.
- It is boiled just enough.
Onların yeteri kadar altını yoktu.
- They did not have enough gold.
Yetersiz beslenme, yeterli miktarda yiyecek almama anlamına gelen yaygın bir yanlış kavramadır.
- It is a common misconception that malnutrition means not getting enough food.
Burada yeterli miktara sahibiz.
- We've got enough here.
Tom herkesi beslemeye yetecek kadar yiyecek getirdi.
- Tom brought enough food to feed everyone.
Bazı köpek sahipleri köpeklerini yeterince besleyip beslemediklerini merak ediyorlar.
- Some dog owners wonder if they are feeding their dogs enough.
Enough!.
I cannot run fast enough to catch up to them.
... the marble columns the ornate decoration nothing was beautiful enough for this ...
... But the board of The Hindu is enlightened enough for you to ...