enough, adequate

listen to the pronunciation of enough, adequate
الإنجليزية - التركية

تعريف enough, adequate في الإنجليزية التركية القاموس.

sufficient
yeterli

Benim akıcılığım birçok durum için yeterlidir, fakat genellikle çelişkili durumlarımı ifade etmek için değil. - My fluency is sufficient for many situations, but not for expressing my — often contradictory — emotions.

Dikkatli ve çalışkan olmak gereklidir, fakat bu kursu geçmek için yeterli değildir. - Being careful and diligent is necessary, but not sufficient for passing this course.

sufficient
(Nükleer Bilimler) yeter

Ancak Japonya hâlâ diğer ülkeler tarafından yeterince anlaşılamamıştır, ve Japonlar, aynı şekilde, yabancıları anlamayı zor bulmuştur. - Yet Japan is still not sufficiently understood by other countries, and the Japanese, likewise, find foreigners difficult to understand.

Yeterli iş gücü olmayan bir ülke kendi kendine yeterli olamaz. - A country without enough labour force cannot be self sufficient.

sufficient
münasip
sufficient
{s} yeterli, kâfi
sufficient
sufficientlykâfi derecede
sufficient
(sıfat) yeterli, kâfi, yeter, nitelikli, elverişli
sufficient
{s} nitelikli
sufficient
yeterli kalite
الإنجليزية - الإنجليزية
{s} sufficient
enough, adequate
المفضلات