eni sonu

listen to the pronunciation of eni sonu
التركية - الإنجليزية
the long and the short of it
main point of the issue, in short, in summary
en son
{s} latest

His motorcycle is the latest model. - Onun motosikleti en son model.

I found his latest novel interesting. - Onun en son romanını ilginç buldum.

en son
last

The last time I went to China, I visited Shanghai. - Çin'e gittiğim en son zaman, Şangay'ı ziyaret ettim.

When did you last see Tom? - Tom'u en son ne zaman gördün?

en son
recent

When was your most recent dental appointment? - En son diş randevun ne zamandı?

This is the most recent picture of Tom I could find. - Bu, Tom'un bulabildiğim en son resmi.

en son
supreme
en son
endmost
en son
the latest

She follows all the latest trends in fashion. - O modadaki bütün en son trendleri izler.

I just bought the latest version of this MP3 player. - Ben az önce bu MP3 çaların en son sürümünü satın aldım.

en son
up-to-the-minute
en son
lattermost
en son
most recently
en son
crowning
en son
continuously present
en son
when all is said and done
en son
ultimate
en son
the very last

This is the very last thing I can do for you. - Bu senin için yapabileceğim en son şeydir.

en son
a) last b) ultimate
en son
aftermost
en son
utmost
en son
final

We finally have you where we want you. - Biz en sonunda sana bizim seni istediğimiz yerde sahibiz.

Tom finally talked Mary into buying a new computer. - Tom en sonunda Mary'yi yeni bir bilgisayar alması için ikna etti.

en son
uttermost
eni sonu
المفضلات