Acıya dayanmanın birçok çeşit yolu var.
- There are various ways of enduring the pain.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Çaresi yoksa katlanmak gerekir.
- What can't be cured must be endured.
Tom gözlerini sık biçimde kapattı ve acıya dayandı.
- Tom closed his eyes tightly and endured the pain.
Göçmenler fiziksel ve ruhsal acıya dayandılar.
- The emigrants have endured physical and mental pain.
Keith Richards' popularity endured for decades.
The music was enduringly beautiful.