Çaresi yoksa katlanmak gerekir.
- What can't be cured must be endured.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Bu köprü uzun süre dayanamaz.
- This bridge will not endure long.
O, uzun bir yolculuğa dayanabilir mi?
- Can she endure a long trip?
Keith Richards' popularity endured for decades.
... he's endured dozens of surgeries and procedures ...