Sizinle yapılan takaslar sonsuza dek sürecek gibi görünüyor.
- Exchanges with you seem to go on endlessly.
Sonsuz destek için teşekkür ederim!
- Thank you for the endless support!
Sendika belirsiz bir süre için greve gitti.
- The union went out on a strike for an indefinite period.
Onun süresi belirsiz bir kontratı var.
- She has an indefinite contract.
Eczane yolun sonunda.
- The drugstore is at the end of this road.
Uluslararası dil Esperanto, 1887'nin sonlarında herkese gösterildi.
- The international language Esperanto appeared in public at the end of 1887.
Öyle sona ermek zorunda değil.
- It doesn't have to end like that.
Bir rüyayı yaşıyorsun ve rüya sona ermek üzere.
- You are living a dream, and the dream is about to end.
Bilim adamları AIDS'e son vermek için harıl harıl çalışıyorlar.
- Scientists are working hard to put an end to AIDS.
Sami kendi hayatına son vermek istedi.
- Sami wanted to end his life.
NASA Galileo'nunkine benzeyen jeneratörler taşıyan 22 uzay uçuşunun üçünün kazayla sonuçlandığını söylüyor.
- NASA says three of 22 space missions that carried generators similar to Galileo's ended in accidents.
Tom ve Mary koltuğun zıt uçlarında oturdular.
- Tom and Mary sat at opposite ends of the couch.
Tüm güzel şeyler bitmek zorundadır.
- All good things must come to an end.
Tatil bitmek üzeredir.
- The vacation is close to an end.
Japonya, Kore için herhangi bir Rus tehdidini sona erdirmek istiyordu.
- Japan wanted to end any Russian threat to Korea.
Fadıl evliliği sona erdirmek istedi.
- Fadil wanted to end the marriage.
Bu kavgayı bitirmek istiyorum.
- I'd like this fight to end.
Sami hayatını bitirmek istedi.
- Sami wanted to end his life.
Tom havuzun sığ tarafına doğru köpekleme yüzdü.
- Tom dog paddled toward the shallow end of the pool.
Aziz Augustine tarafından yazılan İtiraflar bize ortodokslukta biten entelektüel arayışın zamansız bir hikayesini anlatır.
- Confessions by St. Augustine tells us the timeless story of an intellectual quest that ends in orthodoxy.
Barış görüşmeleri başarısızlıkla sonuçlandı.
- The peace talks ended in failure.
O, kendini öldürmeye çalıştı fakat o başarısızlıkla sonuçlandı.
- He tried to kill himself but it ended in failure.
O, bir köprüden atlayarak hayatına son verdi.
- He ended his life by jumping off a bridge.
Bu tartışmaya bir son verelim.
- Let's put an end to this discussion.
Sonunda ölmek istemiyorum.
- I don't want to end up dead.
Küçük araba artışı sona eriyor.
- The small car boom is ending.
Açık artırma pazartesi sona eriyor.
- The auction ends Monday.
Sıranın sonunda durdu.
- He stood at the end of the line.
Yağmurun durmasını bekleyelim!
- Let's wait for the rain to end!
Yarın ne olacak? Başlangıç veya bitiş?
- What will tomorrow be? The beginning or the end?
Onun ölümü tarihimizde bir dönemin bitişini gösterir.
- His death marks the end of a chapter in our history.
O konuşmasını bitirdi.
- He brought his speech to an end.
Tayfundan dolayı ebeveynlerim seyahatlarını bir gün erken bitirdiler.
- Because of the typhoon, my parents ended their trip one day early.
Alkışlıyoruz, arkadaşlar, komedi sona erdi.
- Applaud, friends, the comedy has ended.
Dün gece bir arkadaşınızın doğum gününü, saçıp savurarak tamamen tükettiğimiz şampanya kasalarıyla kutladık.
- Last night, we celebrated a friend's birthday with cases of Champagne, we ended up completely wasted.
Günün sonunda, hedefler basittir: emniyet ve güvenlik.
- At the end of the day, the goals are simple: safety and security.
Sonunda hedefine ulaştı.
- She has finally achieved her end.
Diplomatik diyalog çatışmayı bitirmeye yardımcı oldu.
- Diplomatic dialogue helped put an end to the conflict.
Müzakerelerin amacı, iki ülke arasındaki en kötü diplomatik krizin sona ermesi.
- The negotiations are aimed at ending the worst diplomatic crisis between the two countries.
Sevilmek, tüketilmektir. Sevmek tükenmez yağ ile ışık vermektir. Sevilmek, varlığı durdurmak, sevmek katlanmaktır.
- To be loved is to be consumed. To love is to give light with inexhaustible oil. To be loved is to stop existing, to love is to endure.
Kim faturayı ödemeyi durdurdu?
- Who ended up paying the bill?
Dersin bitimine 10 dakika kaldı.
- 10 minutes remained until the end of the lesson.
O, filmin bitiminde çok farklı.
- She's very different at the end of the movie.
Hayat hiç bitmez fakat dünyadaki hayat biter.
- Life never ends but earthly life does.
Ne yazık ki, gıda malzemeleri, kış sonundan önce bitti.
- Unfortunately, the food supplies gave out before the end of winter.
Atom enerjisi barışçıl amaçlar için kullanılabilir.
- Atomic energy can be used for peaceful ends.
Evren sonsuza kadar genişleyecek mi?
- Will the universe expand indefinitely?
Sami sınırsız hasta iznindeydi.
- Sami was on indefinite sick leave.
Hikaye onun ölümü ile sona erer.
- The story ends with his death.
Ölüm, yaşadığımız bu fani hayatın sona ermesi ve ebedi olan ahiret hayatına açılan kapıdır.
- Death is the door that brings this mortal life that we have lived to an end and opens out to the eternal life to come.
Kafamız allak bullak olmuş durumda.
- We're at our wits' end.
Sonuna kadar görevi taşımalısın.
- You must carry the task through to the end.
Sonuna kadar kalmak zorunda değilsiniz.
- You don't have to stay to the end.
Başlangıcı olanın sonu da vardır.
- Whatever has a beginning also has an end.
Sonunda başaracaksın.
- You will succeed in the end.
Bu iş iyi bitmeyecek.
- This is not going to end well.
Hastane inşaatı bitmek üzere.
- The construction of the hospital is about to end.
Onun gibi sonuçlanmak ister misin?
- Do you want to end up like her?
Onun gibi sonuçlanmak istemiyorum.
- I don't want to end up like him.
Regency Oteli süresiz olarak kapatıldı.
- The Regency Hotel was closed indefinitely.
Onun süresiz bir sözleşmesi var.
- She has an indefinite contract.
When your sickness is your soul.
Is this movie ever going to end?.
they followed him... into a sort of a central hall; out of which they could dimly see other long tunnel-like passages branching, passages mysterious and without apparent end.
For some people, knowledge is a means to an end; for others, it is an end in itself.
... I would watch endless episodes of Star Trek, captivated by ...