Evin etrafını çevirttik.
- We've got the house surrounded.
Aslanlar Tom'u her tarafından çevirdi.
- Lions surrounded Tom on all sides.
Sabaha kadar düşman ordusunun kampı kuşatılmıştı.
- Until the morning, the camp of the enemy army was surrounded.
O kalabalık tarafından kuşatılmıştı.
- He was surrounded by the crowd.
İngiliz dili bir deniz gibi etrafımızı sarıyor.
- The English language surrounds us like a sea.
Onların onun etrafını çevirdiğini gördüm.
- I saw them surrounding him.
Müzik hayatımızı hava gibi çevreler.
- Music surrounds our lives like air.
Yeni çevreme uyum sağlamayı oldukça zor buldum.
- I found it pretty hard to adjust to my new surroundings.