O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor.
- That young man deserves a raise in his wages.
Gelecek yıl maaşlara zam yapılacak ama enflasyon yüzünden zammın çoğu eriyecek.
- Next year, the wages do increase, but most of the increase will disappear due to inflation.
O bana bir haftalık ücreti avans verdi.
- He advanced me a week's wages.
Yönetici ona iki haftalık ücreti avans verdi.
- The manager advanced him two weeks' wages.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin are death.
Günahın bedeli ölümdür.
- The wages of sin is death.
Bize yüksek ücret ödemeye söz verdi.
- He promised to pay us high wages.
Ücretlerimin beşte biri vergilere gidiyor.
- One-fifth of my wages go to taxes.