I made sure that no one was watching.
- Kimsenin izlemediğinden emin oldum.
I must make sure whether he is at home or not.
- Onun evde olup olmadığından emin olmalıyım.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
Before that, we had better make sure of the fact.
- Ondan önce, gerçekten emin olsak iyi olur.
You should make sure of it before you go.
- Gitmeden önce ondan emin olmalısınız.
Please be sure to sign and seal the form.
- Formu imzaladığınızdan ve mühürlediğinizden emin olun.
Be sure to put out the light before you go out.
- Dışarı çıkmadan önce ışığı söndürdüğünüzden emin olun.