emekliler

listen to the pronunciation of emekliler
التركية - الإنجليزية
retirees
the pensioners
emekli
(Askeri) retired

Tom was named the head of the organization after the director retired. - Müdür emekli olduktan sonra Tom kuruluşun başına tayin edildi.

People rarely come to see you once you are retired. - Emekli olur olmaz insanlar seni nadiren görmeye gelirler.

emekli
retiree

I became a retiree after working for forty-five years in a cubicle. - Kırk beş yıl boyunca bir hücrede çalıştıktan sonra emekli oldum.

The stock market crash forced many retirees back into the job market. - Borsa krizi birçok emekliyi yeniden iş piyasasına zorladı.

emekli
emeritus
emekli
retirer
emekli
lucubrate
emekli
old-age pensioner
emekli
retired employee
emekli
retired person
emekli
pensionary
emekli
pensioner

She's a widow and a pensioner, and faces many hardships. - O dul ve emeklidir ve birçok zorluklarla karşı karşıyadır.

emekli
pensioned
emekli
retired to
emekli
old age pensioner
emekli
superannuated
emekli
retiring

Tom announced he was retiring. - Tom emekli olduğunu duyurdu.

Who said anything about retiring? - Kim emeklilik hakkında bir şey söyledi?

emekli
retired; (old age) pensioner
emekli
laborious
التركية - التركية

تعريف emekliler في التركية التركية القاموس.

Emekli
tekaüt
Emekli
(Hukuk) MÜTEKAİT
emekli
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse): "Buraya gelenler hep asker emeklileridir."- H. Taner
emekli
Cevat Fehmi Başkut'un bir oyunu
emekli
Belirli bir süre çalıştıktan sonra kanunlar gereği işi ile ilgisi kesilerek kendisine aylık bağlanmış olan (kimse)
emekli
Emek harcanarak elde edilen, zor, zahmetli
emekliler
المفضلات