Bizden hiç kimse onların adada ne kadar zaman kaldıklarını bilmiyordu.
- Nadie de nosotros sabía por cuánto tiempo ellos permanecerían en la isla.
Onların kazanmasını istiyordum.
- Quería que ellos ganaran.
Onlarla arkadaş olduk.
- Nos hicimos amigos de ellos.
O onlarla konuşmak için durdu.
- Él se paró a hablar con ellos.
Onlara güvenebilirsin.
- Puedes fiarte de ellos.
Jackson, onlara güvenemedi.
- Jackson no podía confiar en ellos.
Onlardan biri bir casus.
- Uno de ellos es un espía.
İnsanların dedikoduyu sevmediği tek zaman dedikoduda onlardan bahsedildiği zamandır.
- La única vez que a la gente no le gusta el chisme es cuando el chisme se refiere a ellos.