elenmiş

listen to the pronunciation of elenmiş
التركية - الإنجليزية
screened
sieved
disqualified
ele
{f} sifting
ele
{f} sieving
ele
{f} sieve

She gave the boy a sieve in which to carry water from the well. - Oğlana kuyudan su taşımak için bir elek verdi.

ele
eliminate

Tom was eliminated before he got to the finals. - Tom finallere yükselemeden elendi.

Tom was sad when his country's team was eliminated from the tournament. - Tom ülkesinin takımı turnuvadan elendiği zaman üzgündü.

ele
tackled

Tom tackled the problem right away. - Tom derhal sorunu ele aldı.

undan elenmiş kepek
pollard
الإنجليزية - الإنجليزية

تعريف elenmiş في الإنجليزية الإنجليزية القاموس.

ELE
extinction event (from extinction-level event)
البرتغالية - التركية

تعريف elenmiş في البرتغالية التركية القاموس.

ele
ona
ele
burası
ele
onu
ele
onunla
ele
kendisine
ele
he would
ele
buna
ele
bunu

Tom yarın Boston'a hareket edeceği için, bugün bunu ona vermek için son şansımız. - Já que o Tom está indo para Boston, esta é a nossa última chance de dar isso para ele.

الفنلندية - التركية

تعريف elenmiş في الفنلندية التركية القاموس.

ele
iyi niyet gösterisi
ele
jest yap
ele
jest
elenmiş
المفضلات