I need an electrocardiogram for this patient.
- Bu hasta için bir elektrokardiyograma ihtiyacım var.
The negative electrode is usually made of carbon.
- Negatif elektrot genellikle karbondan yapılır.
The positive electrode is called the cathode.
- Pozitif elektrota katot adı verilir.
My brother bought an electric guitar.
- Kardeşim bir elektrogitar aldı.
A positron is a small particle similar to an electron, but with a positive electric charge.
- Pozitron bir elektrona benzeyen küçük bir parçacıktır fakat pozitif elektrik yüklüdür.
Electronic commerce began to spread rapidly.
- Elektronik ticaret hızla yayılmaya başladı.
I sit in front of a computer screen all day, so I get pretty heavily bombarded by electro-magnetic waves.
- Ben bütün gün bilgisayar ekranı önünde otururum, bu yüzden elektro-manyetik dalgalar tarafından oldukça şiddetli şekilde bombardıman edilirim.