Father bought me a pair of gloves.
- Babam bana bir çift eldiven aldı.
These gloves kept her hands warm.
- Bu eldivenler onun ellerini sıcak tuttu.
The boy wears mittens during cold weather.
- Çocuk soğuk havalarda eldiven giyer.
The little boy lost a mitten playing in the snow.
- Küçük çocuk karda oynarken tek parmaklı bir eldiven kaybetti.
These gloves kept her hands warm.
- Bu eldivenler onun ellerini sıcak tuttu.
I put my gloves on inside out by mistake.
- Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
I put my gloves on inside out by mistake.
- Yanlışlıkla eldivenlerimi ters yüz giydim.
Tom took off his coat and gloves.
- Tom paltosunu ve eldivenlerini çıkardı.
Tom and Mary were both wearing rubber gloves.
- Tom ve Mary her ikisi de lastik eldiven giyiyorlardı.
Tom put on some rubber gloves so he wouldn't leave fingerprints.
- Tom parmak izi bırakmamak için bir lastik eldiven giydi.
Glittens are fingerless gloves with a mitten.
- Glitten eldivenler tek parmaklı parmaksız eldivenlerdir.
Mittens are warmer than gloves.
- Tek parmaklı eldivenler eldivenlerden daha sıcaktır.
I prefer mittens to gloves.
- Tek parmaklı eldivenleri eldivenlere tercih ederim.