elçilik

listen to the pronunciation of elçilik
التركية - الإنجليزية
embassy

They plan to evacuate all nonessential personnel from the embassy. - Onlar büyük elçilikten tüm gereksiz personeli tahliye etmeyi planlıyorlar.

I work at the embassy. - Elçilikte çalışıyorum.

(Hukuk) legation, embassy
ambassadorship; embassy
mission
ambassador, the rank or position of ambassador
ambassadorship, duties and functions of an ambassador, embassy
legation
delegacy
elçilik arşivlerinin dokunulmazlığı
(Hukuk) inviolability of archives
elçilik binasının ve araçlarının dokunulmazlığı
(Hukuk) inviolability of mission
elçilik etmek
1. to function as an ambassador. 2. to be a reconciler
elçilik görevlileri
embassy
elçilik hakkı
(Hukuk) right of legation
elçilik sekreteri
Secretary of Embassy
elçilik uzmanı
attaché
elçi ve elçilik görevlileri toplulluğu
diplomatic body
elçilikler
embassies

All countries have their embassies in the capital. - Bütün ülkelerin başkentte elçilikleri var.

orta elçilik
ministerial
التركية - التركية
Elçinin görevini yaptığı yapı, sefaret, sefarethane
Elçi olma durumu
Elçinin görevi veya makamı, sefirlik, sefaret: "Elçilik kadrolarında tenkisat yapılacağından söz ediliyor."- A. İlhan
Sefaret
Elçinin görevi veya makamı, sefirlik, sefaret
Elçinin görevini yaptığı yapı, sefaret, sefarethane: "Elçilik denen bu konakta bir nevi iç güveyi hayatı sürüyorum."- Y. K. Karaosmanoğlu
sefirlik
(Osmanlı Dönemi) VİFADET
(Osmanlı Dönemi) RİSALET
sefarethane
elçilik uzmanı
Elçiliğin belli bir kolunda görevli uzman, ataşe
elçilik
المفضلات