Bush put together a hard-working team.
- Bush çalışkan bir ekip kurdu.
Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
- Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
There are many lawyers working with this outfit.
- Bu ekipte çalışan birçok avukat var.
The crew was supportive.
- Ekip destekleyiciydi.
The construction crews worked around the clock.
- inşaat ekipleri gece gündüz çalıştı.
The team was divided into smaller groups.
- Ekip küçük gruplara ayrıldı.
The party returned safe and sound.
- Ekip sağ salim geri döndü.