Yolda birçok hayvan gördü.
- She saw a lot of animals on the road.
354618 no'lu örnek cümle, Tatoeba web sitesinde birçok karışıklık yarattı.
- Example sentence no. 354618 created a lot of confusion on the Tatoeba website.
Konserde bir sürü insan vardı.
- There were lots of people at the concert.
Planımızın bir sürü avantajı var.
- Our plan has lots of advantages.
Dışarıya çıkamam çünkü çok ödevim var.
- I can't go out because I have a lot of homework.
Japonya, çok fazla kâğıt tüketmektedir.
- Japan consumes a lot of paper.
Yurtdışı deneyimleriyle ilgili birçok kitap yazdı.
- He has written lots of books about his experience abroad.
Hâlâ birçok batıl inanca inanılıyor.
- Lots of superstitions are still believed in.
Bir çok çözümü düşünüyoruz.
- We are thinking of a lot of solutions.
Bir çok öğrenci Bay Brown'a saygı duyuyor.
- A lot of students look up to Mr Brown.
Yapacak bir sürü işim var.
- I have loads of things to do.
Ben o mağazada bir sürü şey alırım.
- I buy loads of stuff at that store.