Biraz daha biber ekle.
- Add a little more pepper.
Ben biraz İngilizce öğreniyorum.
- I am learning a little English.
Tom azıcık erken geldi.
- Tom was a little early.
Bir seferde azıcık iş yapacağım.
- We'll do a little at a time.
Tom pastanın bir parçasını aldı.
- Tom got a little pie.
Lütfen AC'yi bir parça aç.
- Please turn up the AC a little bit.
Tom çok az kıskanç görünüyordu.
- Tom sounded slightly jealous.
Tom hakkında çok az endişeliyim.
- I'm slightly worried about Tom.
Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.
- There was only a little milk left in the bottle.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
- My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
Bay Bush, Bay Gore'dan biraz daha fazla oy aldı.
- Mr. Bush had slightly more votes than Mr. Gore.
She speaks a little Arabic.
- Sie spricht ein wenig Arabisch.
You have only to give him a little help.
- Du musst ihm nur ein wenig helfen.