İp birkaç metre çok kısaydı.
- Das Seil war ein paar Meter zu kurz.
Beni birkaç dakikalığına dinleyecek misiniz?
- Wollen Sie mir ein paar Minuten zuhören?
Babam, doğum günüm için bana birkaç CD aldı.
- My father bought some CDs for my birthday.
Annem bana birkaç yeni giysi yaptı.
- My mother made some new clothes.
Yalnızca birkaç kişi vaktinde geldi.
- Only a few people showed up on time.
Aç olamazsın. Birkaç dakika önce abur cubur yedin.
- You can't be hungry. You had a snack a few minutes ago.
Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.
- I need some body lotion.
Annem, bir meyve mağazasından biraz elma aldı.
- My mother bought some apples at a fruit store.
Biz neredeyse bir kaçkez yakalandık.
- We almost got caught a few times.
Adam bir kaç saat önce vefat etti.
- The man passed away a few hours ago.
Go büyük ihtimalle benim ülkemdeki en popüler Japon oyunu olsa da o bile bazı üniversite öğrencileri dışında pek bilinmiyor.
- Although Go is probably the most popular Japanese game in my country, at most only a few university students know it.
Teknik Oturum Gündeminde birkaç kişi daha sonra gün içindeki bazı oturumlara katılmak istediklerinden söz ettiler.
- A few people mentioned they would like to attend some sessions later in the day on the Technical Session Agenda.
Bu makinelerle çalıştığında bir çift deri eldiven bir zorunluluktur.
- A pair of leather gloves is a must when you work with these machines.
Ben, bir çift kayak botu satın almak istiyorum.
- I want to buy a pair of ski boots.
Kimisi yürüyerek, diğerleri de bisikletle gitti.
- Some went on foot, and others by bicycle.
Tom bazı çok iyi sorular sordu.
- Tom asked some very good questions.
Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.
- Tom has some very good ideas.
Tabakta bir parça piliç, bir patates ve biraz yeşil bezelye vardı.
- On the plate was a piece of chicken, a potato and some green peas.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Yaklaşık 1:58'lik o akordun ne olduğunu tam anlayamıyorum. Birisi bana yardım edebilir mi?
- I can't quite figure out what that chord around 1:58 is. Can somebody help me out?
Burası yaklaşık 500 yıl önce yapıldı.
- This was built some 500 years ago.
I am taking a couple of days off.
- Ich nehme mir ein paar Tage frei.
She bought a couple of boots.
- Sie kaufte ein Paar Stiefel.
He sat reading, with his wife knitting a pair of gloves beside him.
- Er saß da und las, während seine Frau neben ihm ein Paar Socken strickte.
I bought a pair of gloves.
- Ich habe ein Paar Handschuhe gekauft.