Ben bir çocukken, böceklere dokunmak beni bir parça rahatsız etmezdi. Şimdi neredeyse onların resimlerine bakmaya katlanamıyorum.
- When I was a kid, touching bugs didn't bother me a bit. Now I can hardly stand looking at pictures of them.
Bana o koyun etinden biraz ayır. Bir parça et için açlıktan ölüyorum.
- Save me some of that mutton. I'm starving for a bit of meat.
Onun için bir şekilde suçlu olmak zorundasın.
- You have to be somewhat to blame for that.
O, bir şekilde zor işitiyor, bu yüzden lütfen yüksek sesle konuşun.
- He's somewhat hard of hearing, so please speak louder.
Kimya ile zerre kadar ilgilenmiyorum.
- I'm not a bit interested in chemistry.
Biraz sakinleşmelisin.
- You should relax a bit.
Sana biraz tavsiye verebilir miyim?
- Can I give you a bit of advice?
Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
- Research in this area is somewhat equivocal.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
You could've won the race if you'd run just a little bit faster.
- Du hättest das Rennen gewinnen können, wenn du nur ein kleines bisschen schneller gelaufen wärest.
Who am I? I want to give you a small tip. I'm not like other girls. I'm a little bit different!
- Wer bin ich? Ich will euch mal einen kleinen Tipp geben. Ich bin nicht wie andere Mädels. Ich bin ein kleines bisschen anders!