Deneyimli editörler iyi iş yaparlar.
- Experienced editors do good work.
1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.
- In 1935 a writer published a book of poetry with funds provided by his mother. In the dedication he thanked all the editors who had rejected his manuscript.
1935'de bir yazar, annesi tarafından sağlanan fonla bir şiir kitabı yayımlattı. İthaf yazısında, onun kitap müsveddesini kabul etmeyen tüm editörlere teşekkür etti.
- In 1935 a writer published a book of poetry with funds provided by his mother. In the dedication he thanked all the editors who had rejected his manuscript.
Editör ve yayıncı benim kuzenimdir.
- The editor and publisher is my cousin.
Yayın yönetmeni el yazısı kitaba baktı.
- The editor glanced over the manuscript.
Tom şimdi yeni genel yayın müdürü oldu.
- Tom just became the new editor-in-chief.
O, genel yayın müdürüdür.
- She is the editor-in-chief.
Bu derginin editörü ve yayıncısı bazı okuyucular tarafından eleştirildi.
- The editor and publisher of this magazine was criticized by some readers.
Editör ve yayıncı benim kuzenimdir.
- The editor and publisher is my cousin.
Hem editör hem de yayımcı benim kuzenlerim.
- The editor and the publisher are both my cousins.
... here, playlists that are curated by our music editors ...
... editors couldn't keep up. ...