Caviar is an acquired taste.
- Havyar edinilmiş bir lezzettir.
She was adopted as an infant.
- O bir bebekken evlat edinilmiştir.
I know that I'm adopted.
- Evlat edinilmiş olduğumu biliyorum.
My wife wanted to adopt a child.
- Eşim bir çocuğu evlat edinmek istiyordu.
They adopted the orphan.
- Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
They decided to adopt a child rather than having one of their own.
- Kendi çocuklarından birine sahip olmak yerine bir çocuk evlat edinmeye karar verdiler.
Are you sure you don't want to get your own lawyer?
- Kendi avukatını edinmek istemediğinden emin misin?
Edinburgh is my favourite place in the world.
- Edinburgh dünyadaki en sevdiğim yerdir.
Her name is Linda Jones and she's from Edinburgh.
- Onun adı Linda Jones ve o Edinburghlu'dur.