O, kolayca ata bindi.
- She mounted the horse with ease.
O beni kolayca kaldırdığı için şaşırdım.
- I was surprised because he lifted me up with ease.
O, bilmeceyi kolaylıkla çözdü.
- She solved the puzzle with ease.
İşi kolaylıkla yaptı.
- She did the job with ease.