Şirket kazançları ilk çeyrekte keskin şekilde gelişti.
- Corporate earnings in the first quarter improved sharply.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Onlar para kazanmak istiyorlardı.
- They wanted to earn money.
O işle, o ayda 500 doların üzerinde kazanmaktadır.
- He earns over 500 dollars a month with that job.
Ne kadar para kazanmak istersin?
- How much money do you want to earn?
Eğer para kazanmak için buradaysan, Amerika bulunmak için hoş bir yer.
- America is a lovely place to be, if you are here to earn money.
Hayatını İngilizce öğreterek kazanıyor.
- He earns his living by teaching English.
Sen bizimle Beyaz Saray'a kadar gelecek yeni köpek yavrusu kazandın.
- And you have earned the new puppy that's coming with us … to the White House.
Daha yüksek asgari ücret, kazançları yükseltip yoksulluğu azaltabilir.
- A higher minimum wage can raise earnings and reduce poverty.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
- I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
Bir yetim olan babam on yaşında para kazanmaya başlamak zorunda kalmıştı.
- Being an orphan, my father had to start earning money at ten.
Now that you are earning, you can start paying me rent.
You can have the s'mores: you earned them, clearing the walkway of snow so well.
My CD earns me six percent!.
... But, we haven't done our earnings call yet. ...
... And then compare their career earnings. ...