eğlendir

listen to the pronunciation of eğlendir
التركية - الإنجليزية
entertain

Now let me entertain you with music. - Şimdi sizi müzikle eğlendireyim.

Intended for children, the book entertains grown-ups. - Çocuklar için tasarlanmış kitap yetişkinleri eğlendiriyor.

amuse

His story amused us very much. - Onun hikayesi bizi çok eğlendirdi.

Small things amuse small minds. - Küçük şeyler küçük zihinleri eğlendirir.

regale
{f} humor

We'd better humor him. - Onu eğlendirsek iyi olur.

We'd better humor them. - Onları eğlendirsek iyi olur.

{f} entertaining

He is in charge of entertaining the foreign guests. - O, yabancı misafirleri eğlendirmekten sorumludur.

She's entertaining herself. - O kendini eğlendiriyor.

{f} amusing

Detective stories are amusing. - Dedektif hikayeleri eğlendirici.

She told her children an amusing story. - Çocuklarına eğlendirici bir hikaye anlattı.

disport
eğlen
have fun

Have fun, but don't get lost. - Eğlenin ama kaybolmayın.

Tom likes to have fun. - Tom eğlenmeyi seviyor.

eğlen
{f} enjoying

Tom seems to be enjoying himself. - Tom eğleniyor gibi görünüyor.

The courtier was enjoying great royal favor. - Saray büyük kraliyet lehinde eğleniyordu.

eğlen
{f} frolic
eğlen
{f} revel

Most of the revellers are tourists. - Eğlenenlerin çoğu turist.

eğlen
{f} jeer
eğlen
make fun
eğlen
{f} lark

Don't come to school to lark around. - Sadece eğlence için okula gelme.

eğlen
{f} ridicule
eğlen
had fun
eğlen
skylark
eğlendir
المفضلات