تعريف eğitim في التركية الإنجليزية القاموس.
- education
Education aims to develop potential abilities.
- Eğitim potansiyel yeteneklerini geliştirmeyi amaçlamaktadır.
With more education, he would have found a better job.
- Daha fazla eğitimle, daha iyi bir iş bulurdu.
- training
The training session is scheduled to begin at 4 p.m.
- Eğitim oturumunun 16:00'da başlaması planlandı.
I think you should stick to your training schedule.
- Sanırım eğitim planına bağlı kalmalısın.
- education, instruction, schooling; training; drill
- practice
- instruction
The level of English instruction in Israel is very low.
- İsrail'de İngilizce eğitim seviyesi çok düşük.
The trainer gave instructions in the afternoons.
- Eğitimci öğleden sonraları talimatlar verdi.
- instructional
- (Hukuk) (mesleki) training
- schooling
I will have to wait till I finish schooling and start earning money.
- Eğitimi bitirinceye ve para kazanmaya başlayıncaya kadar beklemek zorunda kalacağım.
The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
- Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- pedagogy, pedagogics
- (Hukuk) education, training
- (Askeri) drill
- {i} nurture
- (Askeri) exercise
- educational
The poor educational policy is a detriment to Japan.
- Yetersiz eğitim politikası Japonya için zararlıdır.
The educational system in Japan was influenced by that in the USA.
- Japonya'daki eğitim sistemi, Amerika'dakinden etkilenmiştir.
- course
She was able to continue her education through correspondence courses.
- O, mektupla öğretim ile eğitimine devam edebildi.
Is physical education a required course?
- Beden eğitimi gerekli bir ders mi?
- in training
- exercitation
- discipline
- traınıng
- reeducation
- eğitim vermek
- train
Senior executives spend a lot of time training their subordinates.
- Üst düzey yöneticiler astlarına eğitim vermek için çok zaman harcıyorlar.
- eğitim uçağı
- trainer
- eğitim alma
- education
- eğitim danışmanı
- Educational consultant
- eğitim dönemi
- training period
- eğitim enstitüsü
- Educational institute
- eğitim hakkı
- The right of education
- eğitim hizmetleri
- (Eğitim) Educational services
- eğitim seferberliği
- campaign for education
- eğitim teknoloğu
- Instructional technologist
- eğitim vermek
- Educate, give education
- eğitim alma hakkı
- (Hukuk) right to recieve education
- eğitim amacıyla toplanma
- encounter
- eğitim ağı
- (Askeri) training net
- eğitim boşluğu
- educational misery
- eğitim cephanesi
- dummy
- eğitim düzeyi
- educational level
- eğitim enstitüsü
- hist. normal school (which trained people to be junior-high and high-school teachers)
- eğitim fakültesi
- teachers college
- eğitim fakültesi
- college of education
- eğitim görmek
- to train
- eğitim ile ilgili
- educative
- eğitim için aktif görev; sayısal gönderme grubu tahsisi; otomatik sayısal test a
- (Askeri) active duty for training; assign digital transmission group; automatic digital tester
- eğitim kampı
- training camp
- eğitim maksatlı konuşlanma
- (Askeri) deployment for training
- eğitim merkezi
- training center
- eğitim politikası
- (Hukuk) education policy
- eğitim salonu
- lyceum
- eğitim sistemi
- system of education
- eğitim subayı
- drillmaster
- eğitim uzmanı
- educationist
- eğitim uçağı
- penguin
- eğitim ve hazırlık yönetimi
- (Askeri) training and readiness oversight
- eğitim çavuşu
- drill sergeant
- askeri eğitim
- military education
- avrupa eğitim vakfı
- european training foundation
- bireysel eğitim
- (Pisikoloji, Ruhbilim) individualized instruction
- cinsel eğitim
- (Eğitim) sex instruction
- cinsel eğitim
- sexual education
- cinsel eğitim
- sex education
- erken eğitim
- (Eğitim) early education
- eğitim almak
- receive education
- eğitim almak
- undergo training
- eğitim almak
- receive training
- eğitim bilimleri
- educational sciences
- eğitim durumu
- (Eğitim) educational status
- eğitim görmek
- receive training
- eğitim görmek
- undergo training
- eğitim görmek
- receive education
- formel eğitim
- formal education
- gönüllü eğitim
- (Askeri) voluntary training
- ileri eğitim
- further education
- ingilizce eğitim
- english education
- kaliteli eğitim
- quality education
- karma (eğitim)
- coed
- karma eğitim
- (Eğitim) co-ed
- karma eğitim yapan
- (Eğitim) co-ed
- klinik eğitim
- clinical education
- lise sonrası eğitim
- (Eğitim) higher education
- mesleki eğitim
- vocational training-education
- mesleki eğitim
- (Ticaret) technical training
- milli eğitim bakanlığı
- the ministry of education
- milli eğitim bakanı
- minister of national education
- milli eğitim müdürlüğü
- (Eğitim) national education directorate
- milli eğitim müdürü
- director of national education
- milli eğitim şurası
- national education council
- modern eğitim
- modern education
- normal eğitim
- (Eğitim) mainstream education
- okul öncesi eğitim
- preschool education
- pratik eğitim
- hands on training
- sürekli eğitim
- continuing training
- teknik eğitim
- technical training
- tele eğitim
- distance learning
- tele-eğitim
- (Eğitim) distance learning
- tele-eğitim
- teleinstruction
- uzak eğitim
- distance education
- yıllık eğitim
- (Askeri) annual training
- eğitim bölümü
- education department
- eğitim bölümü
- department of education
- eğitim gemisi
- training ship
- eğitim görmek
- train
- eğitim sistemi
- training system
- 4 yıllık eğitim
- 4 year education
- Eğitim almak
- get education
- Eğitim merkezi
- learning center
- eğitim dili
- language of instruction
- eğitim vermek
- precept
- eğitimler
- trainings
How often he is taking part in trainings?
- Ne sıklıkta eğitimlere katılıyor?
- halk eğitim
- public education
Toplumsal gelişim için halk eğitim merkezleri kurulmalı.
- karma eğitim
- co-education
- kişisel eğitim
- personal training
- kişisel eğitim
- personal development
- kişisel eğitim
- individual education
- meslek içi eğitim
- vocational training
- milli eğitim
- National education
- milli eğitim bakanlığı
- Ministry of Education
- eğitim düzeyi
- degree of learning
- eğitim gemisi
- (Askeri) school ship
- eğitim merkezi
- (Askeri) training centre
- tehdit eğitim el kitabı; eğitim hedef malzemesi
- (Askeri) threat training manual; training target material