eğdirmek

listen to the pronunciation of eğdirmek
التركية - الإنجليزية
to bend, make crooked
decline
boyun eğdirmek
hold down
(Bilgisayar) skew
{f} tilt

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle. - Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.

incline

He is inclined to be lazy. - O tembel olmaya eğimlidir.

The agitator is inclined to exaggerate trivial matters. - Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.

{f} leaning

This house is leaning to one side. - Bu ev bir tarafa doğru eğiliyor.

Tom was leaning on the fence. - Tom çitin üzerine eğiliyordu.

{f} curve

Draw me the Pareto curve. - Bana Pareto eğrisini çiz.

You're on top of the bell curve. - Sen çan eğrisinin tepesindesin.

{f} hog
{f} tilted

The spiral galaxy closest to our Milky Way galaxy is Andromeda. Andromeda is over 2 million light-years away. Its central bulge and spiral arms are tilted toward us at a 15 degree angle. - Samanyolu galaksimize en yakın sarmal gökada Andromeda'dır. Andromeda 2 milyondan fazla ışık yılı uzaklıktadır. Onun orta çıkıntısı ve spiral kolları 15 derecelik açıyla bize doğru eğiktir.

She stood silently, her head tilted slightly to one side. - Başı bir tarafa doğru hafifçe eğik, sessizce ayakta durdu.

{f} curving
{f} inclined

The agitator is inclined to exaggerate trivial matters. - Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.

He is inclined to get mad. - O, kızmaya eğilimlidir.

curved
boyun eğdirmek
force to submit
boyun eğdirmek
to subjugate, to subdue
boyun eğdirmek
subjugate
boyun eğdirmek
overpower
boyun eğdirmek
subdue
boyun eğdirmek
subject
hunch
korku ile boyun eğdirmek
overawe
التركية - التركية
Eğik duruma getirmek, getirtmek
Eğik duruma getirmek, getirtmek: "Eğdirme fesini yâr yâr kalkar da giderim."- Halk türküsü
Bıçak, orak gibi araçları bilemeye yarayan araç
eğdirme
Eğdirmek işi