duvarcı

listen to the pronunciation of duvarcı
التركية - الإنجليزية
mason

The mason is having lunch in his truck. - Duvarcı, öğle yemeğini kamyonunda yiyor.

The mason builds the house. - Duvarcı ev inşa ediyor.

bricklayer; stonemason
bricklayer, stonemason, mason
slang burglar
bricklayer
duvar
wall

The posters were immediately removed from the wall. - Posterler çabucak duvarlardan söküldü.

The picture on the wall was painted by Picasso. - Duvardaki resim, Picasso tarafından yapıldı.

duvarcı işi
masonry
duvarcı sıvası
grout
duvarcı teknesi
hod
duvarcı terazisi
mason's level
duvarcı yamağı
hodman
duvarcı yamağı
hod carrier
duvarcı çekici
gavel
duvar
barrier
duvar
wall; barrier; defensive barrier
duvar
bulkhead
duvar
compound
duvar
dike
duvar
dyke
duvar
enclosure
duvar
backstop
duvar
the wall
duvar
wall of
duvar
inclosure
duvar
sports blocking, defensive barrier
duvar
barrier (between two people)
duvar
mural

The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall. - Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı.

Those are particularly colorful murals. - Onlar özellikle renkli duvar resimleridir.

duvar
groyne
duvar
paries
التركية - التركية
Duvar ören nitelikli işçi
Duvar
(Osmanlı Dönemi) SUH
Duvar
dar
Duvar
(Osmanlı Dönemi) CİDAR
Duvar
örek
Duvar
cidal
Duvar
söve
Duvar
cidar
duvar
Yapılarda düşey bölme öğesi
duvar
Voleybolda, ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vurucusuna karşı koyma
duvar
Sonuç alınamayan yer
duvar
Bir yapının yanlarını dışa karşı koruyan, iç bölümlerini birbirinden ayıran, taş, tuğla vb. gereçlerden yapılan veya örülen dikey düzlem
duvar
Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel: "Karabaş, bostan duvarının gölgesinde öğle uykusuna serilir."- Y. Z. Ortaç
duvar
Voleybolda ağ üzerinde karşı takım oyuncusunun vuruşuna karşı koyma
duvar
Bir toprak parçasını sınırlayan taş, tuğla, kerpiçten yapılan engel
duvar
Engel
duvar
iki bölgeyi birbirinden ayıran fiziki ve kalınlığı olan engel
duvarcı
المفضلات