This is a hearing, not a trial.
- Bu bir yargılama değil bir duruşmadır.
A preliminary hearing is scheduled for October 20th.
- Bir ön duruşma 20 Ekim'de planlanıyor.
He was taken to the United States for trial.
- Duruşma için ABD'ye götürüldü.
That man is going on trial next week.
- O adam gelecek hafta duruşmaya gidiyor.