A car stopped at the entrance.
- Girişte bir araba durdu.
She stopped to smoke.
- O, sigara içmek için durdu.
The balance at the bank stands at two million yen.
- Bankadaki bakiye 2 milyon yende duruyor.
He always stands off when people are enthusiastic.
- İnsanlar çoşkuluyken, o her zaman uzak durur.
It rained for several days on end.
- Birkaç gün durmadan yağmur yağdı.
I stood at the end of the line.
- Sıranın sonunda durdum.
These two are standing abreast.
- Bu ikisi yan yana duruyor.
Somebody is standing in front of his room.
- Biri odasının önünde duruyor.
My house is close to a bus stop.
- Evim otobüs durağına yakın.
Were the earth to stop revolving, what do you suppose would happen?
- Dünya dönmeyi durdursa,ne olacağını tahmin edersin?
Halt! Stay right where you are or I'll shoot!
- Dur! Olduğun yerde kal, yoksa vururum!
It was because of the storm that the trains were halted.
- Fırtınadan dolayı trenler durduruldu.
I wonder how Tom is holding up.
- Acaba Tom'un durumu nasıl?
Hold up, what do you think you're doing?
- Dur bakalım, Sen ne yaptığını düşünüyorsun?
A stalled car impedes traffic in the left lane.
- Durmuş bir araba sol şeritte trafiği engelliyor.
Why are they stalling?
- Onlar neden duruyorlar?