Tom'un babası içkiciydi.
- Tom's father was a drinker.
Tom'un biraz içkici olduğunu duyuyorum.
- I hear Tom's a bit of a drinker.
Tom fazla içici değildir.
- Tom isn't much of a drinker.
Ben çok fazla içici değilim.
- I'm not much of a drinker.
Tom'un biraz ayyaş olduğunu duyuyorum.
- I hear Tom's a bit of a drinker.
Çok fazla içmek tehlikelidir.
- It is dangerous to drink too much.
Artık onu, içmekten alıkoymalıyız.
- We have to stop him from drinking any more.
O içtiğinde farklı bir kişi oluyor, bu yüzden onunla içki içmeyi sevmiyorum.
- He's a different person when he's drunk, so I don't like to drink with him.
Canım içki içmek istiyor.
- I feel like having a drink.
Sana bir içecek ısmarlayacağım.
- I'll buy you a drink.
Alkolsüz içecekleriniz var mı ?
- Do you have alcohol-free drinks?
Ben sigara ve içki içmekten vazgeçtim.
- I quit smoking and drinking.
Canım içki içmek istiyor.
- I feel like having a drink.
Deniz suyunu içemezsin çünkü su çok tuzlu.
- You can't drink seawater because it's too salty.
Leyla deniz suyu içemedi.
- Layla couldn't drink seawater.
Davetiye patlamış mısır ve meşrubat hizmeti verileceğini söylüyordu.
- The invitation said that popcorn and soft drinks would be served.
Duş aldıktan sonra biraz meşrubat içtim.
- After taking a bath, I drank some soft drink.
Sana bir içecek ısmarlayacağım.
- I'll buy you a drink.
Buzdolabında içilebilecek herhangi bir şey var mı?
- Is there anything to drink in the refrigerator?
Bu su içmek için iyidir.
- This water is good to drink.
Biraz su içmek istiyorum.
- I want to drink some water.
İnternette bilgi çekmek yangın musluğundan su içmek gibidir.
- Absorbing information on the internet is like drinking water from a fire hydrant.
Tom Mary'den içilecek şeyler istedi.
- Tom asked Mary for something to drink.
Boş mideyle içki içmek sağlığa zararlıdır.
- Drinking on an empty stomach is bad for your health.
Bir yerde içki içmek için dışarı çıkmak ister misiniz?
- Would you like to go out to have a drink somewhere?
Çoğu Japon, suyu musluktan içer.
- Most Japanese drink water from the tap.
Yarım bardak bira içerek yemeğine başladı.
- He began his meal by drinking half a glass of ale.
Tom bir sosyal içici.
- Tom is a social drinker.
Mary bir sosyal içici.
- Mary is a social drinker.
That po gal. Jones explored a booth with the broom. Hustlin water, runnin erran. Whoa! / Ring up the precinct about her. She's a B-drinker. / I waitin till I can ring up the precinct about you. Darlene don wanna be a B-drinker. She force to be a B-drinker. She say she wanna go in show biz..
Can I buy you a drink?.
You can lead a horse to water but you can't make him drink.
He drank the water I gave him.
She has a problem with the drink.
He was about to take a drink from his root beer.
If he doesn't pay off the mafia, he’ll wear cement shoes to the bottom of the drink!.
Are you holding that for your girlfriend, or are you a two-fisted drinker tonight?.