Bu yılki performansları çok berbattı.
- Their performance that year was horrible.
Dün gece berbat bir rüya gördüm.
- I had a horrible dream last night.
Sen kötü bir insan değilsin.
- You're not a horrible person.
Bu ilacın tadı çok kötü.
- This medicine tastes horrible.
O, merdivenin tepesinde korkunç bir yüz gördü.
- He saw a horrible face at the top of the stairs.
Köydeki insanlar hâlâ Tom'un öldüğü korkunç şekilden bahsediyorlardı.
- People in the village still talked about the horrible way Tom had died.