Doların döviz kuru önemli ölçüde düştü.
- The dollar's exchange rate has dropped dramatically.
Yaşamanın maliyeti önemli ölçüde arttı.
- The cost of living increased dramatically.
Bu kadar dramatik olma.
- Don't be so dramatic.
Tom dramatik bir etki için durakladı.
- Tom paused for dramatic effect.
Yüzyılın sonuna gelindiğinde, dünya sıcaklıkta çarpıcı bir artış yaşamış olacak.
- By the end of the century, the earth will have experienced a dramatic increase in temperature.
Durum çarpıcı bir biçimde değişti.
- The situation has changed dramatically.
... There are other governments the try very dramatically to ...
... I think that has to change dramatically for India. ...