O Tom'a ne yapmak zorundadır?
- What does that have to do with Tom?
O, bir silah olmadan yapmak zorunda kalacak.
- He'll have to do without a gun.
Sahip olduklarımızla yetinmek zorunda kalacağız.
- You will have to make do with what we have.
Süpermarketler şimdi kapalı, bu yüzden buzdolabında kalanlarla yetinmek zorunda kalacağız.
- The supermarkets are now closed, so we'll have to make do with what is left in the refrigerator.
... And what would you have done with it? ...
... gone and done with. ...